16 Haziran 2014 Pazartesi

Gaz kaçağı dedektörleri yaşam kurtarıyor.

DMS Doğalgaz Makine Sistemleri Isı Sanayi Dış İlişkiler sorumlusu Ali Akansoy, doğalgaz kullanımına ilişkin bazı önemli bilgiler verdi. Ali Akansoy tarihte yaşanmış olan felaketleri de örnek gösterdiği açıklamalarında teknolojik gelişmeler ve mevzuatlarla yaklaşık 70 yıldır doğalgaz üretiminin ve kullanımının güvenli hale geldiğini kaydetti.

18 Mart 1937’de Amerika’nın Texas eyaletinde bir okulda günler süren gaz kaçağının fark edilemeyerek elektrik düğmesine basılmasıyla meydana gelen patlamada okulda bulunan 600 kişinin 319 u hayatını kaybetti. Sadece 130 kişi hafif sıyrıklarla kurtulabildi. Amerika’nın tümünü acıyla sarsan bu elim olayın temelinde ise maalesef okul yönetiminin masrafları kısmak gayesiyle ucuz yoldan denetimsiz bir gaz dağıtımına bağlanmaları gibi ibretlik bir neden vardı.

2009 yılının ilk günlerinde ise Türkiye, Ankara’nın Çankaya semtinde 7 üniversiteli gencin kaçak doğalgazdan zehirlenerek hayatlarını kaybetmeleri haberi ile sarsıldı.
22 Nisan 1992 senesinde Meksika’nın Guadalajara kentinde gaz kaçakları sonucu kanalizasyon borularında biriken gazın patlaması neticesinde 206 kişi can verirken 500 kişi yaralandı ve 15000 kişi evlerinden oldu.

Bu olaylar arasında zaman ve mekân farklılıkları olsa da olayların meydana gelişindeki sebepler arasında her zaman değişmeyenler gaz kaçağının varlığı, ihmalkârlık, eksik bilgi ve donanım, risklerin kötü yönetimi ve yetersiz denetim. Modern yaşama, ekonomiye oldukça önemli katkılar yapan temiz enerji kaynağı olarak kabul ettiğimiz doğalgazın insanlara ulaştırılmasında, kullanımında mevcut risklerin iyi yönetilmesi, güvenli işletim, kullanım yöntemlerinin belirlenerek bu yeşil enerji kaynağından en iyi şekilde faydalanabilmesi için devletler  bu alanda kanunlar ve yönetmelikler yaparken bilimsel çalışmaların desteği ile teknik ve idari standartlar oluşturularak talihsiz kazaların önlenmesinde önemli adımlar atıldı.

Sıklıkla yaşanan soba/şofben zehirlenmeleri doğalgaz kullanımı konusunda insanlarda olumsuz bir imaj yaratmaktadır.

Bazı ülkelerde gaz dağıtım şirketleri alınan tüm önlemlere rağmen zaman zaman meydana gelen gaz facialarının yaşlı borulardan kaynaklandığını dile getirmekteler ve geçmişi 1930 yıllarına kadar gerilere giden boru hatları ile ne yapacaklarını kara kara düşünmekteler. Bu konuda alınan en önemli önlemlerden biri de gaz dedektörlerine yapılan yatırımların artırılması olmaktadır. Boston ve Duke Üniversitelerinden bir kısım araştırmacının başkent Washington sokaklarında PMD araç üstü gaz dedektörleri ile yaptıkları iki aylık kaçak arama çalışmalarında 5893 gaz kaçağını tespit ettiler. Günde ortalama 38200 litre metan gazının kaybolmasına neden olan bu gaz kaçaklarının işletmelere önemli bir mali kayıp doğurması yanında kanalizasyon kanalları,kablo geçiş kanallarında birikmesi sonucu büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade eden araştırmacılar,yoldan geçen birinin elindeki sigara izmaritini atmasıyla büyük facialara yol açabilecek çok şiddetli patlamalara neden olabileceğini söyleyerek yerleşim alanlarındaki denetimin hayati derecede önemli olduğunu da vurguladılar.

Gaz kaçağı dedektörleri bugün ulaştıkları teknolojik noktada değişik endüstriyel alanlarda amaçlarına göre işlev özellikleri arz eden yaşam ve maliyet kurtarıcı cihazlardır. Gaz dedektörleri sabit, mobil ve nakledilebilir modelleri ile denetim çalışmalarında amaçlarına göre farklı yöntemler sunar. Hava sirkülasyonuna kapalı alanlarda mekanın büyüklüğüne göre bir veya daha fazla sayıda sabit dedektörlerle toksik veya yanıcı gazların tespiti ve erken uyarı alınması sağlanabilirken açık alanlarda taşınabilir hatta denetim personelini de beklenmedik tehlikelerden korumak için kişi üzerinde taşınabilen algılayıcı dedektörlerle ticari ve konut alanlarında şehir içi alanlarda gaz kaçaklarıyla etkili mücadeleler yapılabilir.
Gaz dedektörlerinden beklenen getirilerin en yüksek düzeyde temin edilebilmesi de yine bir takım zorunlulukların bilincinde olmayı gerektirir. Öncelikle yapılacak iş için doğru güvenilir bir dedektör seçimi gerekir. Sonrada kullanacak personelin bu aletleri hayatlarını kurtaracak birer araç olduğu bilinciyle doğru kullanım için eğitilmesi şarttır. Ve nihayet bu aletlerin her zaman göreve hazır şekilde tutulabilmesini sağlayacak bakım ve gerekirse onarım servislerinin güvenli ellerde yapılması  gerekir.

Cihazlarla güvenli bir denetimin yapılabilmesi için öncelikle gaz dedektörlerinin yanıcı ve patlayıcı gaz ortamlarında kullanılabilirliğini teyit eden standartlara uyumluluğu olup olmadığına bakmak gerekir.

Gaz dağıtım şirketlerinin bu sektörde yaptıkları büyük yatırımların karşılığını abonelerinden zaman içinde geri almaya çalışmaları ve yatırımlarından kâr beklemeleri en doğal haklarıdır. Ancak “Atılan taş ürkütülen kuşa değmez” atasözüne kulak vermek, güvenlik gibi önemli konularda masrafları kısarak kârları büyütme gayreti içine girerken hiç beklenmedik bir anda ufak bir kıvılcımla son derece büyük zararlara uğrayabilir ve yeryüzünde en önemli zenginlik olan ve yerine konulması imkânsız olan insan yaşamlarının da yok olmasına sebep olabilirler.

Maalesef son yaşadığımız Soma maden faciasında bir kez daha gördük ki; insan sağlığı ve yaşamı asla ihmal kaldırmıyor. Yerin yüzlerce metre altında, normal solunum ve oksijen ihtiyaçlarını suni yollarla sağlayan işçilerin, olası bir gaz kaçağı ve sızıntısında hayatta kalmaları neredeyse imkansız oluyor. Teknolojide gelinen son nokta ise, ortamdaki gazların cinsini, miktarını ve yoğunluğunu tespit edebilir, sesli, görüntülü ve titreşimli olarak uyarılarda bulunabilir ve hayatlar kurtarılabilir. İnsan yaşamından daha değerli hiçbir şeyin olamayacağını biliyoruz. Bu cihazların temini ve kullanımı, ilgili kurumların “İş ve İşçi Güvenliği” yasası kapsamında alması gereken en hayati tedbirlerin başında gelmektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder